21 Mayıs 2017 Pazar

Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk

YAZAR: Emre Kongar
 “Mustafa Kemal Atatürk tüm ulusa mal olmuştur. Ulusu oluşturan farklı ve kimi zaman da çatışan ya da birbiri ile çelişen ögeler, Atatürk’e sahip çıkmıştır. Böylece Atatürk, herkesin, her düşüncenin, her akımın bayrağı olmuştur.

Bu durumun, ülke kurucusu olan bir kişinin kaçınılmaz yazgısı olduğu düşünülebilir. Fakat, yazgı ne denli kaçınılmaz ise, sonuçları da o denli şaşırtıcıdır. Çünkü herkesin ve her düşüncenin çizgisinin çok dışında görülmeye başlanmıştır.”

* Atatürk bir diktatör müydü?

* Atatürk Devrimi evrensel midir?

* Atatürk idelojinin özü nedir?

* Laiklik nedir?

* Türk Devrimi bugün hangi aşamadadır?

Profesör Emre Kongar’ın Atatürk’ü ve Türk Devrimi’ni evrensel ölçülere göre değerlendirdiği bu yapıtında, Atatürk’ü bir başka görüş açısıyla yeniden tanıyacaksınız. (kapak yazısı)

Bu çalışmayı yaparken dört ana kaynak grubundan yararlandım.

Birinci grup kaynaklar, belgelerdir. Bunların başında, Birinci Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturum tutanakları geliyor. Şimdiye kadar araştırmacıların kullanmasına pek açık olmayan bu tutanaklar gerçekten çalışmama büyük ışık tuttu. Pek çok karanlık noktayı, gizli oturum tutanaklarından aydınlığa kavuşturmak olanağını buldum. Özellikle Atatürk’ün Nutuk adlı yapıtıyla, Türk Tarih Kurumu’nun pek çok çalışması, bu tutanakların ışığında yeni anlamlar kazandı.

İkinci grup kaynaklar, Atatürk hakkında yazılmış anılar ve yapılmış incelemelerdir. Bunların bir bölümü, birinci ağızdan, bir bölümü, yazılanlardan derleme niteliği taşıyan ikinci elden çalışmalardır. İncelemelerin içinde ise yabancı bilim adamı ve yazarların, gerek Atatürk, gerekse Cumhuriyet Türkiyesi hakkındaki yapıtları önemli bir yer tutuyor.

Üçüncü grup kaynaklar, çağdaş toplumsal bilimlerin; toplumsal değişme, devrim, liderlik, örgüt, ideoloji gibi konulardaki kuramsal ve uygulamalı bilgilerini içeren çalışmalardır. Bunların önemli bir bölümünün Atatürk ya da Türkiye ile doğrudan hiçbir ilişkisi yoktu. Ben bunları yalnızca, Atatürk’ün eylemini çağdaş bilimlerin bulguları açısından inceleyip, irdelemek için kullandım.

Dördüncü grup kaynaklar, Türk edebiyatı, özellikle Türk Romanı’dır. Gerek Mustafa Kemal Atatürk’ün, gerekse o dönem Türkiyesinin Türk romanına nasıl yansıdığı, yalnız o yılların havasını öğrenmek açısından değil, Atatürk’ün liderlik niteliklerinin ve eyleminin karizmatik özelliğinin daha iyi belirlenmesinde de bana çok yardımcı oldu. Bu dört kaynak grubunun ne hepsini, ne de herhangi birini tümüyle araştırabildim. Üstelik elimdeki kaynakların tümünü de bu çalışmamda kullanamadım. Bu açıdan ortaya çıkan eksikliklerin bağışlanmasını dilerim.

Elimdeki kaynakları, dünyaya armağan ettiğimiz ve henüz ikinci bir benzeri üretilmemiş olan Türk Devrimi’ni anlamak ve anlatmak için birbiriyle iç içe geçmiş bir biçimde kullandım. Çözümlemelerim sırasında, resmi ideolojiye bağımlı kalmak gibi bir kaygım olmadığı gibi, bu ideolojiyi yadsımak için de özel bir çaba harcamadım. Tarihin gerçekleri neyse, onları kavramaya ve çağdaş toplumsal bilimlerin ışığı altında yeni çözümlemeler yapmaya çalıştım.

Atatürk ile simgelenen Türk Devrimi, hem karşı-emperyalist bir eylemin, hem de Batılılık ideolojisinin bir bireşimi olduğu için, dünyada ikinci bir benzeri yoktur. Bu –biriciklik– bilimsel çözümlemelerde de zorluklar yarattı. Tarihsel gerçekleri elimden geldiğince uygun bir aktarmayı, çağdaş bilimin bize verdiği yeni çözümleme modellerini gücüm yettiğince kullanarak yapmaya çalıştım.

Çalışmamı üç kitapçık biçiminde düzenledim. Bu kitapçıklar birbirinden bağımsız olarak ele alınabileceği gibi, birbirlerini tamamlayıcı özelliklere de sahip.

Birinci kitapta, bir devrimin nesnel koşullarını kavramlar ve modeller açısından Türk Devrimi’ni irdelemek amacıyla ele aldım. Önce terim ve kavramlar üzerinde durduktan sonra, gelişmiş ülkeler için geçerli iki model ile, gelişmekte olan ülkeler için geçerli bir modeli Türk Devrimi ile karşılaştırmalı olarak inceledim. Son olarak da bir devrimin koşulları üzerine genel bir model önerdim (İkinci baskıda bu bölümün sonuna ayrıca nesnel devrim koşulları açısından Osmanlı toplumunun durumunu irdeleyen bir bölüm daha ekledim.).

İkinci kitapta, bir devrimin öznel koşullarını, Türk Devrimi açısından ele aldım. Bu kitapta Atatürk’ü liderlik, örgüt ve ideoloji açısından incelemeye çalıştım. Böylece öznel koşullar açısından bir değerlendirme yapmaya çaba harcadım.

Üçüncü kitapta ise, Türk Devrimi’ne dayalı olarak bir değerlendirme yaptım. Bu değerlendirmeye dayalı olarak, ideolojik boyutu ağır basan bir model çerçevesinde Türk Devrimi’ni açıklamaya çalıştım.

Bu çabalarımın Türk Devrimi’ni açıklamakta da, Atatürk’ün eylemini değerlendirmekte de yeterli olmadığını biliyorum. Çünkü her iki olay da tek bir kişinin çabalarıyla açıklığa kavuşturulacak denli yalın değil. Bu nedenle yaptığım çalışma, tartışmalara yeni bir boyut kazandırabilirse, kendimi görevini yapmış sayacağım. (önsöz’den)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder